Deneme

Gerçeklik Paradoksundan Bizi Kim Kurtarır?

Yazar: Eren Kasapoğlu
Tarih: 22 Haziran 2019

Klavyenin başındayım, iş benim başımda.

Hafta başlamış, bitmiş, başlamış, bitmiş, … kimse de bir şey söylemiyor. Söyleseler duracağız sanki! Çalışıyorum tıkır tıkır, parmaklar klavyede, popo sandalyede, akıl iş dışında her yerde; bir kısmı işe odaklanmaya çalışıyor ama odaklanamıyor. Miyop olmuş beyne gözlük lazım.

Kafayı arada kaldırıyorum işten, yağlı-tuzlu İstanbul havasından derin, vıcık vıcık bir nefes çekip, tekrar gerisin geri dalıyorum tabloların içine. Beyin iyot hayal ediyor, iyotlu deniz havası soluyasıca burun delikleri hayata küsmüş! Unutmaya çalışıyorum iyotu, maviyi, temiz havayı, daha derine dalmam lazım ki işe odaklanabileyim.

“Ofisimiz serin çok şükür!” Bilgisayarı aşırı ısıtırsan, fan ile soğutmazsan ne olur biliyor musun? İşlemci ısınır ısınır, en sonunda yanar, kullanılmaz hale gelir. İşte bizim ofis yönetimi bunu düşünmüş olacak ki, sürekli basıyorlar serin havayı içeriye. Yazları öğle yemeği sonrası yerine oturuyorsun, oh mis! On beş dakika… Sonra dengeliyor vücut sıcağı; ama içerisi serin. Farkında olmadan bünyeyi, bağışıklığı ufak ufak yemeye başlıyor serin hava tanecikleri. Arada dışarı bir çıkıyorsun ki, sanki kutuplardan ekvatora ışınlanmışsın. Bu saçmalık durmadan tekrar ediyor.

Hayaller bir daha çekip çıkarıyor su yüzüne beni. Denizin mavisi gökyüzü ile sevişirken ufukta, havanın temizi ciğerlerimde, suyun temizi etrafımı sarmalamış yüzüyorum. Yüzmek de değil: Suyu seviyorum, o da beni seviyor. Bir nevi bütünleşmek bu. Su bana anlatıyor, ben ona. Hikâyelerimizi sessiz bir dille paylaşıyoruz. Deniz suyu hayat, deniz suyu yaşamın ta kendisi, tüm canlıların anası, en bereketli, en verimli ve en şefkatli olan. Elektriğini alıyor insanın, yutuyor, yok ediyor.

Hop! Ekran kararıveriyor. Bilgisayarın ekran koruyucusu gözbebeklerimi tokatlıyor, uyandırıyor beni.

Klavyenin başındayım, iş benim başımda.

Hafta başlamış, bitmiş, başlamış, bitmiş, …

Bu döngüden çıkmayı bekliyorum. Kendimden. En azından biraz denge, biraz yaşam, biraz deniz. İçin.